Yazar : Juan Rulfo
Çevirmen : Süleyman Doğru
Basım Tarihi : 3. Baskı Temmuz 2015
ISBN : 9786050905090
Dil : Türkçe
Yayınevi : Doğan Kitap
Sayfa : 132 sayfa
İspalyoncanın Don Quijote'den sonraki en büyük başyapıtı!
Her yolu kullanarak istediği her şeyi elde eden toprak ağası, kötülüğün ta kendisi Pedro Paramo...
Ölüm döşeğindeki annesinin - Marquez'in Macondo'suna esin kaynağı olacak - hayaletli köy Comala'ya babasını aramaya gönderdiği Juan Preciado
Pedro Paramo'nun çocukluk aşkı, bütün ömrünce tutkuyla sevdiği Susanna San Juan...
Ve Meksika edebiyatının hem de bütün İspanyolca edebiyatının temel taşlarından Juan Rulfo'nun tek romanı: Pedro Paramo
İspalyoncanın Don Quijote'den sonraki en büyük başyapıtı!
Her yolu kullanarak istediği her şeyi elde eden toprak ağası, kötülüğün ta kendisi Pedro Paramo...
Ölüm döşeğindeki annesinin - Marquez'in Macondo'suna esin kaynağı olacak - hayaletli köy Comala'ya babasını aramaya gönderdiği Juan Preciado
Pedro Paramo'nun çocukluk aşkı, bütün ömrünce tutkuyla sevdiği Susanna San Juan...
Ve Meksika edebiyatının hem de bütün İspanyolca edebiyatının temel taşlarından Juan Rulfo'nun tek romanı: Pedro Paramo
*** İYİLİĞİN KARŞITININ HİÇBİR GERÇEKLİĞİ YOKTUR.
ÖKLİD
130 Sayfalık bir kitap Pedro Paramo. Kitabı
okunmaya bitirdiğimde aklıma ilk gelen şu oldu:
iç içe olan 3 öyküyü içeren 130 sayfalık dev bir roman ve acaba kaç
yazar bu kadar kısa sayfaya bu kadar olay kurgusunu bu kadar anlatıcı ve zamana
sığdırabilirdi. Kitabı elime alıp okumaya devam ettikçe karşıma zamanın,
anlatıcıların ve mekanların değiştiğini gördüm ve ister istemez notlar alıp
okumaya devam etmek zorunda kaldım. Kitaba olan hayranlığım her sayfasını
çevirdikce artarak devam etti. Juan Rulfo ya hayranlığım kitabı 2. kez
okuduğumda bir kat daha arttı. Çünkü farklı anlatıcılar farklı zamanlar ve iç
içe geçen 3 öyküde ( yaklaşık 8 sayfa fax kağıdı not tutmama rağmen) ve
bunların birleşmelerinde kurgularında ben tek hata bulamadım.
Juan Rulfo
Pedro Paramo kitabında bazı cümleler varki anlattığı mekanın fotoğrafını öyle bir
çekmişki anlatısında tek bir toplu iğne başı kadar ışık dışarı sızmıyor bana
göre.
Yüzyıllık
Yalnızlık kitabının yazarı Gabriel Garcia
Marquez, yoksulluk içinde yazdığı Yüzyıllık Yalnızlık
kitabının yazılış sürecini daha sonraları anlatırken, edebiyat çevrelerinden
bir dostunun bir gece evine geldiğini ve “Sen yazı yazdığını sanıyorsun. Al da
bunu oku.” diyerek Marquez’in önüne bir kitap attığını anlatır. Arkadaşı
gittikten sonra Marquez kitabı büyük bir şaşkınlık ve hayranlıkla okur. Bitirir
ve yeniden bir kez daha okur. Kitabı bıraktığında tanyeri ağarmaktadır. Kitap
Juan Rulfo’nun “Pedro Paramo” sudur. Marquez kitaptan o denli etkilenmiştir ki
Yüzyıllık Yalnızlık eserinde Pedro Paramo’dan bir cümle alarak Rulfo’ya bir
selâm gönderir. Susan Sontag’a göre Marquez, Pedro Paramo’yu ezbere bilir.
Pedro Paramo’nun hayaletlerle dolu kasabası Comala, Marquez’in Yüzyıllık
Yalnızlık eserindeki Macondo kasabası için bir esin kaynağı olmuştur. (ALINTIDIR.)
Juan Rulfo Pedra Paramo; umarım ki romanın roman
tadında nasıl olabileceğini, roman kurgusu, romanın anlatıcıları, mekan ve
zaman geçişlerini daha iyi anlamak ve hissetmek adına 130 sayfaya bunları
sığdırabilmenin muhteşemliği gözden kaçırmadan okunması gerektiğine inancımı bu
kitap perçinlemiştir.
*** Kitabı okumayanların bu noktada sonra okuyup
okumaları kendi tercihleridir.
*** Bu noktada sonra yazacaklarım tamamen 3 kurgu ve
öyküyü sayfa sayıları ile anlatmaktadır.
Bana göre kitap muhteşem bir girişle başlıyor.
Comala’ya
geldim, çünkü bana babamın burada yaşadığı söylendi, Pedro Paramo adında
biriymiş. Bunu bana söyleyen annemdi. Ben de o öldükten sonra babamı görmeye
geleceğime söz verdim. Bunu yapacağımın bir kanıtı olarak da ellerini sımsıkı
tuttum, zira o sırada annem ölmek üzereydi ve ben de her türlü sözü verebilecek
durumdaydım. ‘’ Onu ziyaret etmeyi sakın ihmal etme – diye nasihat etti bana-.
Bu isimle ve başka isimlerle tanınıyor. Seni görmekten mutluluk duyacağına
eminim. ‘’ O anda bunu yapaçağımı söylemekten başka bir şey gelmezdi elimden ve
bunu o kadar çok tekrarladım ki, ellerimi onun ölü ellerinden uzun uğraşlar
sonucu kurtardıktan sonra bile aynı şeyi tekrarlamaya devam ediyordum. Sayfa:7
Bana göre
roman adına muhteşem bir giriş paragrafı ile başlıyor roman. Şimdiki zaman ve
geçmiş zaman dilimini içeren bir anlatıcı ve bu anlatıcı Pedro Paramo isminde
bir babanın oğlu ve annesi ölmek üzere iken ona söz vermiş hiç tanımadığı
babasını bulmak adına Comala’ya geldiğini söylüyor bize.
Juan Rulfo
romanını öyle incelikle dokumuş ki;
Pedro Paramo isminde hiç tanımadığı bir babayı Comala’ya aramaya giden
anlatıcının ismini karşımıza Sayfa:63 Sayfa:65 ve Sayfa:81 de aşağıdaki şu paragraflar
da hem ismi hemde ölmüş olarak çıkarmaktadır. J))
*** Seni öldürenin havasızlıktan boğulma olduğuna mı
inandırmak istiyorsun beni, Juan Preciado? Seni köyün meydanında, Donis’in
evinden çok uzakta buldum; o sırada yanımda o da vardı ve senin ölü numarası yaptığı
söylüyordu. İkimiz birlikte seni gölgelik bir yere sürüklediğimizde, korkudan
ölenlerin öldüğü gibi kasılmış ve kaskatı kesilmiştin. O bahsettiğin gece
soluyacak hava olmadığı için, seni taşıyacak ve sonra da gömecek gücü
kendimizde bulamamıştık. Ve gördüğün gibi, şimdi seni gömüyoruz. Sayfa 63
*** Bunu sana da aha ilk başt söylemiştim. Babam
olduğu söylenen Pedro Paramo’yu bulmaya geldim. Beni buraya bir hayal getirdi.
***Burada
sırtüstü yatmış, yalnızlığımı unutmak için o günleri düşünüyorum, çünkü buraya
sadece bir süre için yatmış değilim. Ayrıca yattığım yer annemin yatağının
üzeri değil, ölüleri gömmek için kullandıkları türden siyah bir tabutun içi.
Çünkü ben ölüyüm. Sayfa 81
Pedro Paramo’nun hikayesi ile başlamak istiyorum ve
kitap da şu cümleyi paylaşmadan başlamak istemedim.
***Bana kalırsa, o kötülüğün ta kendisi. Pedro
Paramo işte bu.
Pedro Paramo kesinlikle kurnaz bir adam ve kendi
çıkarları adına her yolu tercih eden her yol kendince kullanan bir adam.
Borçlarından kurtulmak adına toprak ağasının ölmesiyle birlikte her şeyin tek
sahibi olan Dona Dolares’ e evlenme teklifi etmiş ve evlenmiştir. (Dona Dolares
Juan Preciado annesidir.) Bunun ile birlikte tüm mirasın tek başına Pedro
Paramo’nun hakimiyetine geçmiştir.
*** Dolares’i ikna etmek çok kolay oldu. Hatta
teklifi duyunca gözleri parladı ve suratı allak bullak oldu. Sayfa:43
Bir yıl sonrasında Pedro Paramo’dan nefret etmeye
başlayan Dona Dolares oğlu Juan Preciado’yuda yanına alarak bir daha geri
dönmemek üzere kızkardeşi Gertrudis’in yanına gider. Sayfa:22-23
Yıllar sonra ölmek üzere iken oğlu Juan Preciado (
giriş paragrafdaki anlatıcı) vasiyet etmiştir.
*** Gidip
ondan bir şey isteme sakın. Bizim olanı talep et. Bana vermek zorunda olduğu
ama asla vermediği şeyi… Bizi unutmuş olmasını ona pahalıya ödet, oğlum.
Sayfa:7
Pedro Paramo için her şey kendi çıkarları içindir.
1926-1929 yılları arasında ki iç savaş sırasında
devrimcilere vaade bulunmuş hiç birini yerine getirmemiş kendi adamlarını
göndermiş avukatı bile gitmek istediğinde hiçbir ödemesini yapmamış parasının
tamamını bile yatırımlarda olduğunu söyleyecek kadar utanmaz bir kurnazlık
sergilemiştir. Sayfa 103-110
Tüm Media Luna Pedro Paramo’nun hakimiyetinde
acımasızca hüküm sürmektedir.
***Şu tarafa bakın dedi katırcı birden durarak bana.
Domuz mesanesini andıran şu tümseği görüyor musunuz? Media Luna işte onun hemen
arkasında. Şimdi şu tarafa dönün. Şu tepenin doruğunu görüyor musunuz? Oraya
bakın. Ve şimdi de şu tarafa dönün. Şu çok uzakta olduğu için zar zor seçilen
doruğu görüyor musunuz, peki? Güzel, işte bir uçtan diğer uca tamamı Media
Luna. Bir başka deyişle, göz alabildiğine uzanan arazinin tümü. Ve bütün bu
topraklar ona ait. Gerçek şu ki, biz Pedro Parama'nun çocukları olmamıza rağmen
analarımız bizi bir hasırın üzerinde doğurmuşlar. Ve işin en gülünç yani bizi
vaftiz olmaya o götürmüş. Siz de bunun aynısı yaşamış olmalısınız değil mi?
Sayfa 10-11
Bu arada başka karakterlerde var devam eden Pedro
Paramo’nu Hikayesinde. Ölen oglu Migael Paramo.
*** Hepsi Miguel Paramo’yla başladı. Öldüğü gece (
Tüm roman kahramları ölüdür aslında J) Sayfa:25
*** Eduviges Dyada & Kardeşi Maria Dyada&
Daminia Cisneas& Peder Renteria& Pederin Yeğeni Ana….
Pedro Paramo’nun çocukluk aşkı Susana
*** Seni düşünüyordum, Susana. Yemyeşil tepelerin
üzerinde rüzgar çıkınca kağıttan uçurtmaları uçurduğumuz o günleri. Tepenin
üzerindeyken aşağından gelen köyün sesini işittik; derken birden rüzgar
şiddetlenir, kınnap elimizden kaçacak gibi olurdu. Susana, bana yardım et. Ve
yumuşacık eller bizim ellerimizi sıkıca tutardı. Sayfa 17
Çocukluk aşkı Susana Babasına mektuplar yazar
Babasına çiftliğin kahyalığını teklif eder sırf onu görmek yanında olmak için
Susana ‘nın babası Bartolome ise bırakın okumayı mektupları alır almaz yırtıp
atar. Safya:82 Madenci olan babası Bartolome den tek istediği en değerli en
güzel yaptığınız şey kızınız der.
*** Bartolome San Juan , ölü bir madenci. Susana San
Juan, La Andromeda madenlerinde ölmş bir madencinin kızı. Her şey apaçıktı. ‘’
oraya ölmeye gidiyorum ‘’ diye düşündü. Sayfa:90
Juan Preciado ise Pedro Paramo ile Dona Dolares’in
Oğlu. Romanın ilk anlatıcısı; Juan Rulfo Pedro Paramo kitabında değerli
cümleleri ve Comala köyündeki anlatılarını yazmadım tasvirlerini okumak
anlatılarında ki değerli cümlelerini de Romanı okumak isteyenlerin zevkine
bırakarak yazmıyorum. Perspektifin düzleme indirgendiğinde mükemmellik
insanüstü bana göre...
*** Hayali
kötülük denen şey romantik ve çeşitlidir. Gerçek kötülük kasvetli, monoton, boş
ve sıkıcıdır. Hayali iyilik sıkıcıdır. Gerçek iyilik ise daima yeni, muhteşem
ve baş döndürücüdür. Dolayısıyla ‘’ hayali edebiyat’’ ya sıkıcıdır ya ölümsüz,
ya da ikisinin bir karışımı
SIMONE WEIL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder